TÜRK SİBER SAVUNMA KUVVETLERİ
  Sabacz ve Belgradın Fethi
 
Belgrad'ın Fethi Canberdi Gazalî'nin isyanı esnasında Macaristan'a karsı yeni bir seferin açılmasına karar verilir. Çünkü stratejik önemi haiz olan Belgrad, Avrupa'ya karsı girişilecek seferler için bir üs olarak kullanılabilecek durumda idi. Nitekim bu stratejisinden dolayı Fâtih de daha önce, burayı almak için teşebbüslerde bulunmuştu. Ayrıca askerî güçlerine güvenen Macarlar, yeni Pâdişahi tebrik için bir heyet göndermedikleri gibi cülûsu haber vermek, iki devlet arasındaki barısı yenilemek ve daha önce taahhüde edilen haracı (vergi) istemek üzere Macaristan'a gönderilen Osmanlı elçisini de öldürmüşlerdi. Onlar, elçiyi öldürmekle yetinmemiş olacaklar ki, onun kulakları ile burnunu da keserek cevap diye Süleyman'a göndermişlerdi. Böylece, insanlık tarihi için yüz Karaşi olabilecek bir vahşet örneği de sergilemişlerdi. Bütün bu olumsuz gelişmeler üzerine harp kaçınılmaz hale gelmişti. Downey, böyle bir hareketin karşılığında Kanunî'nin yaptığı hazırlıkları, bu hazırlıklar esnasındaki geçit resmini, genç hükümdarın bunları Sevr ederken duyduğu memnuniyeti ve ordunun maneviyatının ne kadar yüksek oldugunu canlı birer levha gibi tasvir edip gözler önüne serer. Gerçekten Kanunî, kendisine ve devletine yapılan bu hakaretin cezasının verilmesi gerektiğine inandığı için harp hazırlıklarına başlanılması için emirler göndermişti. Iran hududunun güvenliği sağlanıp savaş kararı alındıktan sonra babası ve dedeleri II. Bâyezid ile II. Mehmed (Fâtih)'in türbelerini ziyaret ettikten sonra l8 Mayıs l52l'de bizzat kendisinin basında bulunduğu Osmanlı ordusu, Belgrad üzerine hareket eder. Yol boyunca yapılan müzakerelerde Osmanlı kuvvetlerinin, Veziriazam Pîrî Mehmed Paşa'nın görüsü doğrultusunda, doğrudan Belgrad üzerine yürümesi ve Rumeli Beylerbeyi olan Ahmed Paşa'nın önceden hareketle Böğürdelen (Sabacz, Czabacz) hisarını alması kararlaştırılmıştı. Sabacz'i kuşatma altına alan Ahmed Pasa, muhasarayı daraltıp sıkıştırmakla birlikte, kaledeki garnizon, kendisini savunuyordu. Sonunda muhafızlar yok edildiler. Bu kuşatma esnasında Osmanlılardan da epeyce sehid verilir. Ahmed Pasa, büyük bir mücadele sonucu (2 Saban) 7 Temmuz'da Sabacz (Böğürdelen)i zapt eder. Böylece Kanunî ilk fethini gerçekleştirmiş oluyordu. Sultan Süleyman, ertesi gün Ahmed Pasa ile sancakbeylerini huzuruna kabul ettikten sonra kaleye gelir. Pâdişah, şehrin istihkâmlarının arttırılmasını emr ettikten sonra askerinin Yirmi'ye geçmesi için Sava üzerine köprü yaptırır. İnşaatın sürdüğü dokuz gün içinde Sultan Süleyman, isçilerin gayretlerini artırmak için nehir kenarında bir çardak altında kalıp inşaatın tamamlanmasını bekler. Böyle manevî bir destek ve etki altında kalan ordu ve saray ağaları can ve basla çalışarak köprü yapım isini çabucak tamamlatmak hususunda elden geleni esirgemezler. Bu sırada daha başka kalelerin feth edildiği haberi gelir. İnşaata başlandığının onuncu günü köprü tamamlanmıştı. Ancak nehir birden taştığından köprü kısmen haram olmuşsa da kısa bir süre içinde yeniden onarılmış ve asker buradan geçmişti. Bu sırada Belgrad'ın kuşatılması ile uğrasan Pîrî Pasa ise buranın karsısındaki Zemin Kalesi (Zemun, Zemlin)'ni ele geçirmişti. Bu esnada Pîrî Paşa'yı çekemeyen Ahmed Paşa'nın tesiriyle Belgrad muhasarasının kaldırılıp Budin üzerine yürünmesi kararını alan Sultan Süleyman, daha sonra bu karardan vaz geçerek l Ağustos'ta Zemin civarında yüksek bir mevkie otağ kurup, kuşatmanın bir an evvel sonuçlandırılması emrini verir. Şiddetle kuşatılan Belgrad'ın kale muhafızı dayanamayacağını anlayınca aman dileyerek 30 Ağustos'ta kaleyi teslim eder. Kale halkından bir kısmi Macaristan'a giderken, aslen Sırplı olan bir kısmi da evlam, aile ve mallarıyla İstanbul'a nakl olunarak Yedikule civarında iskan edilirler. Belgrad'san getirilenlerin yerleştirildikleri mahalleye Belgrad Mahallesi denilmeye başlanır. Fetihten sonra 200 top ile tahkim edilen Belgrad Kalesi, Semendire ile birlikte muhafazasına 900 bin akça has ile Bosna Sancakbeyi Yahya Pasa oğlu Bâlı Bey muhafazasına tayin edilirken Bosna da Sultan zade Hüsref Bey'e verilir. Belgrad seferi esnasında Osmanlı ordusunda filler de bulunuyordu ki, Lütfi Pasa bunların iki tane oldugunu belirtir. Kanunî'nin bu ilk seferine Edirne, Filibe ve Sofya medreseleri talebeleri de iştirak etmişlerdi. Belgrad, ele geçirildiği tarihten itibaren Avrupa seferlerinde Osmanlı ordusunun en mühim üslerinden biri olmuş ve "Dâru'l-cihâd" adini almıştır. Kanunî Sultan Süleyman, Belgrad'san İstanbul'a dönerken l9 Ekim'de iki yasındaki oğlu Murad'ın, gelişinden iki gün önce de bir kızının ölüm haberini almıştı. İstanbul'a girdikten on gün sonra da dokuz yasındaki oğlu Mahmud çiçek hastalığından öldü (29 Ekim). Vezirler, Pâdişah'ın çocuklarının cenazelerine yaya olarak refakat ettiler. Bunlar, Yavuz Sultan Selim türbesinin yanına defn edildiler
 
  Bugün 160 ziyaretçi (278 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol