TÜRK SİBER SAVUNMA KUVVETLERİ
  Habeşistan seferi
 
Portekizlilerle Mücadeleler ve Hint Seferi Osmanlılar, Aden ve Zebid'in zaptından sonra Yemen'deki hâkimiyet sahalarını genişletmeye çalışırlar. 952 senesinin Zilkade ( Ocak l546) ayı ortalarında Mustafa Nessar Paşa'nın yerine Yemen'e tayin olunan Üveys Pasa, Zeydiyye ailesi arasındaki ihtilaftan istifade ile Taiz'i zapteder. Şehrin muhafazası için adamlarından birini burada bırakıp kuvvetleriyle San'a üzerine yürür. Bu esnada yolu üzerinde bulunan kale, iskele ve geçitleri de ele geçirir. Bu basarili harekât esnasında Muahhar'dan da yardim görür. Böylece bölgeyi kontrolü, halkı da hâkimiyeti altına alır. Ancak yerliler bu disiplinden sıkılırlar. Bu yüzden ondan kurtulmayı düşünürler. Pehlivan Hasan adındaki levendin tahrikleriyle ve ulûfelerini istemek bahanesiyle meydana gelen isyan esnasında, San'ay'i almaya giden Pasa, Habben vadisinde konakladığı ve gece yatıp uykuya daldığı zaman katledilir. Bu olaydan sonra Üveys Paşa'nın yerine tayin edilen Ferhad Pasa, Aden ve çevresindeki isyanları bastırıp sükûneti tesis edecektir. Bu arada Yemen'e gelen Özdemir Pasa da l547'de San'a'yi ele geçirerek Ferhad Paşa'nın yerine Yemen Beylerbeyi olur. Özdemir Pasa, Yemen'de önemli isler basarmış, Üveys Paşa'nın katillerini bulup cezalandırmıştır. l554 yılında azledilince İstanbul'a gelen Pasa, Pâdişah ile görüştükten sonra Habeşistan'a gönderilmiştir. Mısır'a gelir gelmez asker toplayan Özdemir Pasa, l555'te harekete geçerek Nil nehrinden güneye doğru ilerler. Bu hareketinde o, Said bölgesindeki Salsal mevkiine kadar gelir. Bu arada tekrar İstanbul'a dönerek Habeş beylerbeyliği'nin kurulmasını sağlar. Bunun üzerine Resmen Habeş Beylerbeyi olan Özdemir Pasa, Mısır'da toplanan kuvvetlerle önce Sevakin'e oradan da Massava'ya hareket eder. Burası l557 yılında alinmiş, bunu takiben Habeş Krallığı'nın önemli limanlarından biri olan Arkiko da ele geçirilmiştir. Bundan sonra iç kesimlerde önemli bir merkez olan Titre l558'de zapt edilmiştir. Debrava adli mevkii üs yapan Özdemir Pasa, l560 yılında burada vefat eder. Böylece, Özdemir Paşa'nın çabalari sonucunda bugünkü Eritre ile Habeşistan'ın kuzeybatı bölgesi Osmanlı hâkimiyetine girmiş oluyordu. 3. Umman Denizi'nde Osmanlı - Portekiz Mücadelesi ve Pîrî Reis Hadim Süleyman Paşa'nın Hint seferinden sonra Portekizlilerle olan mücadele devam etmişti. Bu arada, Hacı Mehmed adında birinin oğlu olan Pîrî Reis, Kemal Reis'in yeğenidir. Denizciliğe nasıl başladığı kesin ve tam olarak bilinemeyen Pîrî Reis, l547 yılında Hint kaptanlığına getirilir. Pîrî Reis, amcası (veya dayısı) Kemal Reis'in vefatını müteakip bir müddet Barbaros'un yanında bulunduktan sonra, İbrahim Pasa ile birlikte Mısır'a gider. Kaptanlığa getirildiği sırada yası bir hayli ilerlemişti. Bu sıralarda Portekizliler Cidde'yi işgal etmek istedilerse de buna muvaffak olamazlar. Bununla beraber Aden'i ele geçirip Kızıldeniz'in çıkısını kontrol altında bulundurmak istiyorlardı. Fakat Pîrî Reis komutasındaki Osmanlı donanması 3 Şubat l549'da Aden'i tekrar geri alacaktır. Gerçi Portekizliler, Yemen'deki Osmanlı tahkimatından ve Basra ile Lehse bölgelerinin Osmanlı hâkimiyetine girmesinden de endişe ediyorlardı. Keza onlar, Basra körfezine giriş ve çıkısı kontrol eden Hürmüz'ün de Osmanlı idaresine girmesinden korkuyorlardı. Bu arada Kaşif'in Osmanlı idaresine geçmesi, Portekizlilerdi harekete geçirir. Bunun üzerine l550'de Katif'i sıkıştırıp aldılarsa da Basra üzerine tertipledikleri sefer tam bir hezimetle sonuçlanır. l552 senesi Nisan'ında 24 kadırga (veya 30 kadırga ), 4 kalyon (barça) ve 850 askerden müteşekkil donanma ile Süveyş'ten hareket eden Pîrî Reis, önce Cidde'ye ve Babu'l-mendeb'ten Aden'e, oradan da Maskat limanına gelir. O esnada Portekizlilerin elinde bulunan Maskat, altı günlük bir kuşatma sonucunda ele geçirilir. Maskat'ın alınmasından sonra l9 Eylül l552'de Hürmüz kalesi kuşatılır. Bununla beraber, Portekiz Genel Valisi'nin büyük bir donanma ile geldiğini öğrenen Pîrî Reis, muhasarayı kaldırıp Basra körfezine çekilir. Portekiz donanması, Basra körfezinin ağzını kapatarak onun çıkmasına engel olmaya çalışır. Pîrî Reis, elindeki askerlerin dağılması üzerine emrindeki üç gemi ile Portekiz ablukasını yarmaya çalışır. Bu yarma hareketini basarili bir sekilde gerçekleştiren Pîrî Reis, iki gemi ile Mısır'a ulaşır. Ancak aralarında anlaşmazlık bulunan Basra Beylerbeyi Kubat Paşa'nın, onun hakkında çıkan söylentileri İstanbul'a bildirmesi üzerine basarisizliği bahane edilerek Kahire'de idam edilir. Bazı kaynaklar onun ölüm tarihini 962 (l554 - l555) yılı olarak kabul ederlerse de, bu tarihin 960 (l552 - l553) olması daha büyük bir ihtimaldir. Ölümünden sonra Pîrî Reis'in pek çok serveti çıkmıştı. Bütün serveti devlet hazinesi adına alınmıştı. Onun ölümünden sonra Hürmüz'den bir hey'et, İstanbul (veya Mısır)'a gelerek, Pîrî Reis'in bura halkına eziyet edip mal ve servetlerini müsadere ettiğini, bu yüzden onun malini almaları gerektiğini ileri sürmüş ise de heyetin bu iddiaları kabul edilmemiştir. Pîrî Reis, büyük bir deniz komutanı oldugu kadar, devrinin mühim haritacısı ve denizci müelliflerinden biridir. Açık fikirli ve öğrenme arzusuna sahip bir kimse oldugundan, daha ilk dönemlerinden itibaren gördüklerini kaydetmiş, deniz haritacılığı ve coğrafyasına dair eline geçen eser ve haritalardan da istifade etmekten geri kalmamıştır. Böylece topladığı bilgilerin önemli bir kısmi ve bunlara dayanarak yazdığı eser (Kitab-ı Bahriye) ile yaptığı haritalar, ilim tarihince mühim bir yer işgal eder
 
  Bugün 79 ziyaretçi (152 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol