TÜRK SİBER SAVUNMA KUVVETLERİ
  Bosna ve Hersek'in İlhâkı
 
Balkanları ve hatta Tuna'nın güneyinde kalan bütün Avrupa topraklarını kendi devletinin sınırları içinde görebilecek duruma gelmiş olan Fâtih Sultan Mehmed için Bosna, özel öneme sahip bir yerdi. Fâtih, Papalık ve Venedik'in, diğer Avrupa devletleri ile birleşerek kendisine doğuda sinir komsusu bulunan Türk ve Müslüman devletleri de kendisinin aleyhine tahrik ederek, Osmanlı Devleti 'ni iki taraftan nasıl sıkıştırmak istediklerini, kuvvetli istihbarat teşkilâtı vasıtasıyla iyi biliyordu. O, İstanbul'un fethinden sonra, Avrupa'da meydana gelen reaksiyonu da iyi takip ediyordu. İstanbul'un fethi ile ticarî menfaatleri sarsılmış olan Venedik Hükümeti, Mora'nin Türklerin eline geçmesinden büsbütün müteessir oldu. Ege denizindeki Osmanlı faaliyetlerini de yakından takip eden Venedik, Osmanlıların aleyhinde olacak sekilde, onlarin etrafında bir ittifak çenberi meydana getirmeye çalışıyordu. Bunu bilen Fâtih, büyük bir deniz kuvvetine sahip olan Venedik'e yardımda bulunabilecek olan Macaristan'la, ikisinin arasına girmenin askerî bakımdan gerekli olduguna inanıyordu. Bu sebeple, zaten Katoliklerden nefret eden Bosna Krallığı'nı feth etmeye karar verir. Böylece aleyhindeki ittifak çenberini kırıp ortadan kaldıracaktı. Bosnalılar, Katolik baskı ve tazyiklerinden bıktıkları, Türklerin izse din ve mezhebe serbestisine büyük bir saygı gösterdiklerini bildiklerinden, Osmanlılara karsı koymaya pek taraftar değillerdi. Bu sebeple Kral mukavemet edemedi. Bu arada orduyu hümayun üç koldan Bosna'ya girmiş ve bütün bir Bosna toprağını feth etmişti. Halkı, kendine yakin gören Fâtih, burayı Minnet Bey idaresinde bir sancak beyliği haline getirerek Osmanlı topraklarına ilhak eder. Halkın, Osmanlılara karsı olan sevgisinden dolayı eli silah tutanların tamamına yakini orduya alınır. 30 bin Bosnalı ise yeniçeri gibi hizmet etmek üzere Pâdişahin sancakları altında yemin eder. Bosnalılar, bir müddet sonra da İslâmiyet'i kabul ederek "din-i Mübin-i İslâm" ile şereflenirler. Bu olaylar, hicrî 867 (m. 1463) yılında olmuştu. Bu sefer esnasında, Hersek Dukası Stefan Kosariç de küçük oğlunu rehine vererek bağlılığını arz etmiş bulunduğundan, yerinde bırakılır. Bu çocuk ihtidâ edip (İslamiyet'i kabul edip) "Ahmed" ismini aldı ki, daha sonra "Hersekzade Ahmed Paşa" adi ile anılarak damam ve sadrazam olur. Hersek, Duka'nın ölümünden bir süre sonra, Osmanlı topraklarına katılır.
 
  Bugün 59 ziyaretçi (121 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol