TÜRK SİBER SAVUNMA KUVVETLERİ
  II. Murad'ın Karaman Seferi
 
Murad Bey'in desteği sayesinde idareyi elde edip is basına gelmiş olmasına rağmen, Karamanlıların, Osmanlılar'a karsı takib ettikleri tarihî ve daimî düşmanlık siyasetine devam etmekte mahzur görmeyen İbrahim Bey, mevkiini ve yerini kuvvetlendirdikten sonra Sırp despotu ve Macarlarla ittifak ederek Osmanlılar'ın aleyhindeki faaliyetlerine baslar. Osmanlıların, Rumeli'deki sık sık durumlarından devamlı olarak istifade etmeyi adeta bir prensip haline getiren Karamanlılar, bu sefer de rollerini İbrahim Bey vasıtasıyla oynuyorlardı. Evrenoszâde Ali Bey'in, Macaristan'a yaptığı bir akında muvaffak olamaması üzerine, Balkanlar'daki Hıristiyanlarla is birliğine giren İbrahim Bey, 1433 senesinde de Sırp ve Macarlarla birleşerek Osmanlılar'ın aleyhinde bir ittifak kurmuştu. Karşılıklı anlaşmalar gereğince Macarlar ile Sırp despotunun Tuna'yı geçip Güvercinlik (Kolambac) kalesine taarruzları esnasında Karamanoğlu İbrahim Bey de Beyşehir'den sonra Hamiseli'ni işgal etmeye başlayarak bu sancağın beyi olan Sarabdar İlyas'ı esir almıştı. Rumeli islerinin kritik bir vaziyet arz etmesinden dolayı yerinden ayrılamayan Murad Bey, her iki tarafı da tarassut ediyordu. Bununla beraber Rumeli'ndeki isler yüzünden Edirne'yi bırakıp Karamanoğlu'nun üzerine gidemiyordu. Karamanoğlu da bunu bildiği için işgal sahasını gittikçe genişletmeye çalışıyordu. Sultan Murad, Sinan Pasa komutasında bir ordu sevk ederek Macarları maglub eder. Maglub olan Macarlardan bir kısmi Tuna nehrinde boğulurken kralları da zor kurtulmuştu (1433). Sultan Murad, Güvercinlik önünde kazanılan bu zaferden sonra Rumeli'ndeki vaziyetin düzeldiğini görünce vezir Saguca Paşa'yı Edirne muhafazasında bırakarak Karamanoğlu'nun üzerine yürür. Akşehir, Konya ve Beyşehri'ni alan Sultan Murad, Bozkır'a kadar gidip Karamanoğlu'nu takib eder. Yanında bulunan Karamanoğlu Isa Bey'i de Karaman hükümdarı ilan edip, İbrahim'i sonuna kadar takib edeceğini açıkça ortaya koyar. Buna karşılık İbrahim Bey, âlimlerden Mevlâna Hamza vasıtasıyla özür dileyerek barışa talim olur. Padişahî bu konuda ikna etmek için Mevlâna Hamza, epey dil döker. Bunun üzerine Sultan Murad: "Senin hatırın için günahından vaz geçelim, fakat onun bu makama gelmesi bizim yardımımızla olmuştur. Simdi onu azl ederek biraderi Isa Bey'i Karaman Bey'i yapmayı uygun gördüm" deyince Mevlâna Hamza, Padişahîn ayaklarına kapanarak onu düşüncesinden vaz geçirir. Sonunda is, Osmanlılardan aldığı yerleri iade etmekle tatlıya bağlanır. Sultan Murad, Şükrüllah'ı (Behcetü't-Tevârih adli eserin müellifi) Karamanoğlu'na elçi olarak gönderir. Osmanlılar'a karsı giriştiği tecavüzden dersini aldıktan kısa bir müddet sonra Dulkadirogulları'na ait Kayseri'yi zapt etmesi, İbrahim üzerine yeniden kuvvet gönderilmesine sebep oldu. Bu son gelişmeler karsısında Macarlarla ayni zamanda hareket eden Sultan Murad, Macarların mağlubiyeti üzerine 1437 baharında tabiî müttefiki Dulkadirlilerle beraber doğudan ve batıdan Karaman ülkesine taarruz eder. Tokat'tan yola çıkan kuvvetli bir Osmanlı ordusu, Maraş Bey'i Dul kadirli Süleyman Bey'le birlikte Kayseri'yi kuşatırken, Murad Bey de Rumeli ve Anadolu kuvvetleri ile Akşehir'e girer. Böylece Karamanlıları, işgal ettikleri yerlerden çıkarır. İbrahim Bey, İkinci Murad'ın kız kardeşi olan hanımının ricaları üzerine bu sefer de af edilir. Daha önce de belirtildiği gibi Sultan Murad, kız kardeşlerinden birini de Karamanoğlu İbrahim Bey'in kardeşi olan Isa Bey ile evlendirmişti. Isa Bey, İkinci Murad tarafından Hamideli sancakbeyliğine getirilmişti. Karaman Devleti'nin yanı basındaki bir Osmanlı sancağının basına, İbrahim Bey'in en büyük rakibinin getirilmiş olması onu ürkütmüştü. Bu korku yüzünden olsa gerek ki, 1437 yılı sonlarına doğru İbrahim Bey, kardeşi Isa Bey ile giriştiği bir vuruşmada onu öldürür. Bu arada, Osmanlılar'ın Dulkadirogulları'nı himaye etmesini bir türlü hazmedemeyen Memlûklar, Karamanoğlu'nun Osmanlılar karsısında ezilmesinden dolayı endişeye kapılırlar. Zira bu, Osmanlıların tek baslarına Anadolu'nun hâkimi durumuna gelmeleri ve Anadolu'da kendilerine ait olan toprakların kaybı demekti. Osmanlılar ile Memlûklar arasında Karaman ve Dulkadir gibi tampon devletlerin bulunması, Memlûk Devleti için bir garanti olarak görülüyordu. Bunların, Anadolu'da Osmanlıları ezip ortadan kaldırmaları imkânsızdı. Fakat fütuhatçı olan ve dünyanın en müsait jeopolitik mevkiinde yerleşmiş bulunan Osmanlıların Memlûkları ezmesi imkân dâhilinde idi. Bu durumu bilen Memlûk idarecileri, Osmanlılarla savaşmak üzere bizzat sultanlarının sefere çıkmasını bile düşünmüşlerdi. Fakat Sultan Murad'ın Anadolu'da kalmayıp Rumeli'ye geçmek üzere olduğu haberinin gelmesi üzerine sultan bu tasavvurundan vazgeçer. Bununla beraber Suriye valisine Anadolu islerine çok dikkat etmesi emrini verir
 
  Bugün 121 ziyaretçi (215 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol