Osmanlılarca Modon kalesinden sonra Koron ve Navarin de feth edilmişlerdi. Sinan Pasa, Modon'un tamiri ile uğraşırken, Hadim Ali Pasa kara ordusu ile Kaptan Davud Pasa da denizden gitmek suretiyle Koron kalesini almakla görevlendirildiler. Hadim Ali Pasa, Koron'a giderken önce Anavarin (Navarin) veya Zensiyo kalesini de aldı. Gerek Koron, gerekse Navarin halkı, Modon'un durumunu öğrendikleri için harp yapmadan teslim oldu. Solak zade, şehrin teslimi ile ilgili olarak şunları söyler: " Modon kalesi, Osmanlı ülkesine ilave edildi. Yakınında vaki olan Koron kal'asinin fethine Ali Pasa tayin olunmuştu. Deniz tarafindan da Davud paşa'yı gönderdiler. Her iki taraftan üzerine varıldığında, Koron kalesi muhafızları Modon halkının ahvalinden ibret almakla ailelerini ve çocuklarını Frengistan'a nakil için izin, mal ve mecallerinin korunması için de amân istediler. Böylece kaleyi kendi rızalarıyla teslim eylediler. Pasa da istediklerine müsaade gösterdi. Osmanlı müsamahasının güzel bir örneği olan bu anlayıştan dolayı b ürelerde bulunan Latinler şehri terk edip giderken, yerli halk yani Rumlar, "Cizye" denilen baş vergisine bağlandı. Sultan Bâyezid, 20 Ağustos l500'de Koron'a girip büyük kiliseyi camie tahvil ederek orada namaz kıldı. O, Modon'la oldugu gibi bin Azeb ve bin beş yüz yeniçeriyi kale muhafazasında bırakarak 23 Ağustos'ta şehri terk edip Istanbul'a dönerken bu iki şehrin gelirini Mekke ve Medine (Haremeyn)'e vakf eyledi. İnebahtı, Mudon ( = Modon ), Koron ve Navarin'in feth edilip Venediklilerden alınmaları üzerine "Fetihnâme"ler yazılıp etrafa gönderilmişti. Bu fetihnâmeler, beylerbeyiler, Müslüman ve Hıristiyan devletlere, bu meyanda Macaristan, Lehistan, Fransa ve İspanya krallarına, Ceneviz Cumhuriyeti ile Rodos Şövalyelerine gönderilmişlerdi.