TÜRK SİBER SAVUNMA KUVVETLERİ
  Delibaş Ayaklanması
 
Konya'da Delibaş Ayaklanması (2 Ekim-l5 Kasım 1920) Konya Valisi Cemal Bey'in zamanında hazırlanan kötü ortam, Bozkır ayaklanmasının bastırılmasına rağmen yok edilememişti. Anadolu'nun yüzyıllardır dini ve geleneksel bağlarıyla Padişah'a bağlı yaşamış olan halkı, M. Kemal Paşa'nın yeni bir savaş getiren "Ulusal irade" sine bağlanmadı. Büyük devletlerin kuvveti karşısında durulamayacağı, bu sebeple direnmenin yarardan çok zarar getireceği görüşü üstündü. Yunan ordusunun Anadolu'yu da Millicilerin direnişi sebebiyle işgale başladığı, ısrar edilirse bir gün Konya'nın da işgal edileceği ileri sürülüyordu. Propagandalar ve diğer yerlerdeki ayaklanmaların da etkisiyle Mayıs 1920 de Konya'nın Pınar Köyü'nde ayaklanma hazırlıkları yapıldığı duyuldu. Konya'da birçok kişi tutuklandıysa da M. Kemal Paşa tarafından af edilmişlerdi Bu olaydan sonra aleyhte propagandalar daha da arttı. Milliyetçilerin ceplerini doldurmaktan başka amacı olmadığı, Padişah'ın İngilizlerle anlaştığı, zaten galiplerin kuvveti karşısında durmanın olanaksız olduğunu yayıyorlardı. Diğer yandan askerliğin kaldırıldığı ve vergi toplanamayacağını da belirtiyorlardı. Bu propagandalar Konya yöresini her geçen gün, için için patlamaya hazır bir duruma getiriyordu. Bu arada Konya'dan bir heyet Batı Cephesi'ni gezdiler ve dönüşte, "Kuva-yı Milliye'nin köyleri soyduğu"nu ileri sürdüler. Konya'nın askeri ve mülki yönetiminin dikkatsizliği sonunda, Bozkır ayaklanmasında yakalanamamış olan Delibaş Mehmet, çevresine topladığı 500 asker kaçağı ile 2-3 Ekim 1920'de Çumra'yı bastılar. Vali Haydar Bey hemen önlem alma yoluna gitti ve askeri yardım istedi. Fakat yetersiz askeri kuvvetin fedakarca direnmesi sonuç vermedi ve asiler Konya Vilayet Konağı'nı, Postane, Jandarma Okulu ve Askeri Lise'yi işgal ettiler. Vali ve yeni yöneticiler atadılar. Asiler Akşehir ve Beyşehir'de de duruma hakim oldular. Bütün Konya ve Isparta yöresi asilere katıldı. olayın önemini gören Ankara, Konya'ya askerî birlikler yolladı. Delibaş anlaşma yolunu aradıysa da, kabul edilmedi ve 6 Ekim'de ulusal kuvvetler Konya'ya girdiler. Asiler, Halife adına savaştıklarını söylüyorlardı. Fakat ulusal kuvvetlerin karşısında peş peşe yenildiler, 16 Ekim'de Bozkır asilerden temizlendi.Delibaş Mersin üzerinden İstanbul'a kaçtı. Ankara'yı bir kez daha büyük tehlikeye düşüren bu ayaklanma 15 Kasım'da tamamen temizlendi. Suçlular mahkemelerde cezalandırıldılar. Daha sonra buraya gelen Konya İstiklal Mahkemesi asıl suçluları cezalandırdı. İstiklal Mahkemesi ayaklanma ile ilgili hazırladığı raporda, bir iki kaza dışında bütün Konya ve yöresinin ayaklanmış olduğunu kabul ediyordu. Bunların kanunen idamı gerektiğini, fakat bu kadar ağır bir cezanın elebaşlarına uygulanması gerektiğini belirtiyordu. İstiklal Mahkemesi, suçları ağır olanların başkalarına ibret olması ve suçun tekrarına engel ve suçlunun hak ettiği cezanın verilmesi görüşüyle, olayla ilgili olanları üç gruba ayırdı: 1- Zorla ayaklanmaya katılanlar 2- Cahil, kandırılmış ve fikir yönünden etkisi olmayanlara "ılımlı" cezalar 3- Kişisel ve mali yönden halka etki eden ve bu yolla ayaklanmayı kışkırtanların "şiddetli" cezalandırılmalarına karar verdi. Delibaş ise İstanbul'da yeni emirler alıp Konya'ya döndüyse de, yanındakiler tarafından öldürüldü.
 
  Bugün 6 ziyaretçi (7 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol